TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| yellow: | [isim] sarı, sarılık |
| yellow: | [fiil] sarartmak, sararmak |
| yellow: | [sıfat] sararmış, sarı, korkak, kıskanç, sansasyon yaratan |
| yellow: | 1. Sarı; 2. Rengi sararmış. |
| yellow cake: | sarı pasta |
| yellow pages: | [isim] sarı sayfalar |
| yellow fever: | sarıhumma |
| yellow shower: | hint hıyarı |
| yellow card: | [isim] sarı kart |
| yellow goods: | [isim] televizyon gibi sık satın alınmayan ve değiştirilmeyen ve kâr marjı yüksek ürünler |
| yellow onion: | [isim] soğan |
| yellow road sign: | [isim] polisin koyduğu yol levhası |
| yellow blood: | sarıkan |
| yellow book: | sarı kitap, Londra Menkul Kıymetler Borsası tarafından yayımlanan, resmi listeye kabul kurallarını ve kabul edilen menkul kıymetlerin yükümlülüklerini içeren kitap için kullanılan popüler terim |