TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| çok iyi: | cool, that's cool, two thumbs up, thumbs up |
| çok iyi bilmek: | have pat, have a wide acquaintance with |
| çok iyi görünmek: | look one's best |
| çok iyi iş yapmak: | [fiil] to drive a roaring trade |
| çok iyi referanslar: | [isim] first class references |
| çok iyi ağarlamak: | [fiil] to do proud |
| çok iyi bir düzen içinde bulunmak: | [fiil] to be in an apple-pie order |
| çok iyi düzen içinde bulunmak: | [fiil] to be in apple-pie order |
| çok iyi anlaşmak: | [fiil] to get on like a house on fire |
| çok iyi satış yapan satış mümessili: | star (top) salesman |
| çok iyi yiyip içmek: | [fiil] to get outside of a good dinner |