| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| öndeki: | front, anterior, forward | |
| öndeki: | fore | |
| öndeki arabanın dibinden gitmek: | tailgate | |
| öndeki sıfır: | leading zero | |
| öndeki araca çok yakın araç kullanmak: | [fiil] to tail- gate | |
| öndeki sivri çıkıntı: | prow |
[ son aranan 10 kelime: buse | throw in the towel | kulaktan kulağa yayılarak gelen gelenek | taraz | car starter | kuma | kendini işine adamak | wholesale quotations | bir konu üzerinde çalışmak | öndeki ]