| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| şiddetle: | strongly, heavily, keenly, faithfully, violently, amain, drastically, forcibly, hot, lustily, roundly, severely, sharp, sore, sorely, strong, heavy, strenuously | |
| şiddetle eleştirmek: | excoriate, rap, badmouth, slate, reprehend | |
| şiddetle itiraz etmek: | kick up a stink, raise a stink | |
| şiddetle karşı çıkan: | damning | |
| şiddetle karşılık verme: | a warm reception | |
| şiddetle hissetmek: | [fiil] to feel in one's bones (that) | |
| şiddetle arzulamak: | [fiil] to crave, to hunger | |
| şiddetle cezalandırmak: | [fiil] to chastise, to punish with severity | |
| şiddetle kapıyı açmak: | [fiil] to fling open a door | |
| şiddetle karşı çıkmak: | [fiil] to deprecate | |
| şiddetle hüküm sürmek: | [fiil] to rage |
[ son aranan 10 kelime: pop art | ...'in soyunun tükenmesi | ...'in suç ortaklığıyla | ...'e doğru gitmek | ...'e gerek kalmaksızın | minister of science and technology | ...'in ortalamasını almak | ... için ...'den özür dilemek | 10000 dolarlık sermaye koymak | şiddetle ]