| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| acele: | hasty, urgent, hurried, pressing | |
| acele: | hastily, hurriedly, in haste, in a hurry, hotfoot | |
| acele: | hurry, haste, rush, precipitancy, urgency, precipitance | |
| acele eden: | hurried | |
| acele eder misiniz lütfen: | Would you please hurry | |
| acele dikkate almak: | [fiil] to give urgent attention | |
| acele bir sonuca varmak: | [fiil] to talk a fast trade | |
| acele etmek: | shake a leg | |
| acele etmemek: | [fiil] to take one's time | |
| acele ettirmek: | [fiil] to bustle, to hasten, to hurry, to precipitate, to rush | |
| acele et: | hurry up!, snap it up, snap to it, come along, look sharp, look slippy, step on it | |
| acele işe şeytan karışır: | great haste makes waste, more haste less speed, haste makes waste | |
| acele gönderilmiş: | expedited |
[ son aranan 10 kelime: şah damarı | kıvırcık olmak | oh çekmek | vatka yüksek mevsimle | half-way | nikâh ilamı | yıllık bilançonun sunulması | toughness | (us) bazı derslerin başkalarıyla değiştirilebileceği seçime bağlı eğitim sistemi | acele ]