TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
bir süre: | for a while, awhile | |
bir süre için: | for a while | |
bir süre için kalma: | sojourn | |
bir süre için kurtulmak: | stave off | |
bir süre için ölüm: | suspended animation | |
bir süre bir mevkii işgal etmek: | [fiil] to fill a post for sometime | |
bir süre sonra da sabit faiz getiren tahvil: | deferred bonds | |
bir süre sonra da sabit faiz getirisi sağlayan tahviller: | [isim] deferred bonds | |
bir süre aklından geçirmek: | [fiil] to dally with | |
bir süre gereksinimi karşılayan giyecek: | outfit | |
bir süre önce: | [zarf] recently |