TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| birbirini: | one another |
| birbirini: | inter |
| birbirini: | each other |
| birbirini izleyen yayınlar (basın , radyo , TV) sonucu kendilerine ulaşmış olan toplam insan ya da hane sayısı: | cumulative audience |
| birbirini tamamlayıcı alanlara yatırımda bulunmak: | [fiil] to diversify into complementary fields |
| birbirini izleyen ara seçim başarısızlıkları: | [isim] string of by-election failures |
| birbirini izleyen yıllar: | [isim] vista of years |
| birbirini destekleme: | logrolling |
| birbirini desteklemek: | logroll |
| birbirini çaprazlama kesen herhangi bir şey: | cross piece |
| birbirini izleme: | alternation, consecution, sequence |
| birbirini izlemek: | [fiil] to ensue |
| birbirini izleyen programların listesi: | schedule |