TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| elinde: | at the mercy of, dependent on the compassion of, dependent on the grace of |
| elinde davalıya ait bir şey bulunduran ya da davalıya borcu bulunan üçüncü şahsa o şeyi davalıya teslim etmemesini ya da davalıya ödemede bulunmamasın: | garnish |
| elinde tutmak: | put in hand, keep control of, put smth. in hand, hold down |
| elinde büyük miktar satılması olanaksız mal olmak: | [fiil] to have a lot of unsalable stock |
| elinde olmamak: | be beyond one's power, be unable to help |
| elinde olmak: | help, rest with |
| elinde menkul kıymetler bulunan kişi ya da kurumun satış yapmak istediğini ve fiyat tekliflerini değerlendireceğini belirten ilan: | bid wanted |
| elinde hazır para olması: | flush of money |
| elinde bulunduran kimse: | holder |
| elinde bulundurmak: | possess |
| elinde mızrakla: | atilt |