| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| emanet: | trust, deposit, luggage locker | |
| emanet etmek: | trust, trust smb. with smth., entrust, consign, deposit, bail, commend, commit, confide, resign | |
| emanet olarak tutmak: | [fiil] to hold on trust | |
| emanet olarak vermek: | [fiil] to lodge | |
| emanet olarak bırakmak: | [fiil] to give on commission | |
| emanet olarak bırakılmamış: | undeposited | |
| emanet olarak tutulan para: | money held on trust | |
| emanet bürosu: | checkroom | |
| emanet eden kimse: | depositor | |
| emanet etme: | deposition | |
| emanet bırakılan kişi tarafından mal teslim alınmadan önce imzalanan evrak: | average bond |
[ son aranan 10 kelime: iflas açılması tarihi | fabrikada işi tatil etme | geçinecek kadar kazanmak | pettifogging | iç içe geçen | kısa vadeli faiz oranlarının uzun vadeli olanların altında seyrettiği verim eğrisi | çok okumuş olduğunu göstermek | perversity | danışman hizmeti | emanet ]