TELAFFUZKELİMEANLAM
fırsat:opportunity, chance, occasion, opening, break, facility, show, turn
fırsat beklemek:wait one's oppurtunity
fırsat buldukça:on occasion, at odd moments, at odd times
fırsat bulmak:seize an opportunity, take an opportunity
fırsat düştükçe yapılan:occasional
fırsat varken yapmak:make hay while the sun shines
fırsat kaçırmak:lose a good opportunity
fırsat tanımak:[fiil]  to give a handle
fırsat eşitliği:equal opportunity, equality of opportunity
fırsat eşitliği ve kişisel inisiyatiften yana olma:rugged individualism
fırsat aramak:[fiil]  to seek an opportunity



[ son aranan 10 kelime: caravan | feminize | to be in tune with one's surroundings | anma günü | kiyaslamak | elektrik tesisatçısı | konuşmaya yeni bir yön vermek | to toe the scratch | zihni önyargılardan arıtmak | fırsat ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0011