TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| her türlü: | every |
| her türlü çabayı sarfetmek: | make every effort, make every endeavor |
| her türlü ev işi yapan kimse: | bottle washer |
| her türlü kötülüğü yapmak: | do one's worst |
| her türlü yola basvurarak geçinmek: | live by one's wits |
| her türlü avarya hariç taahhüt edilmiştir: | warranted free of all average |
| her türlü tarifin üstünde: | surpass all description |
| her türlü kontrol dışına çıkmak: | [fiil] to break loose from all control |
| her türlü alçakça harekete hazır olmak: | [fiil] to be game |
| her türlü görüşe açık olmak: | [fiil] to be open to all views |
| her türlü önyargıyı silkip atmak: | [fiil] to shake oneself free from all bias |