| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| her zaman: | any old time | |
| her zaman geçerli: | imprescriptible | |
| her zaman her yerde var olan: | omnipresent | |
| her zaman olduğu gibi: | as usual | |
| her zaman taşınan faydalı şey: | vade mecum | |
| her zaman dediğim gibi: | [zarf] as I always say | |
| her zaman herkesin gittiği yoldan başka yola sapmak: | [fiil] to diverge from the beaten track | |
| her zaman söylediğim gibi: | [zarf] as I always say |
[ son aranan 10 kelime: geçindirmek | fishing | to attend a congress | inspector of mines | pertain | capkın | keyfine göre | tedavül deki para | cristallization | her zaman ]