TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| iyilik: | favor, favour [Brit.], goodness, kindness, beneficence, kindliness, loving kindness, well being |
| iyilik bilmezlik: | ungratefulness |
| iyilik etmek: | do a favor, favor, favour [Brit.], be good towards, oblige |
| iyilik meleği: | angel |
| iyilik perisi: | fairy godmother |
| iyilik yapmak: | [fiil] to do sb a kindness |
| iyilik bilmek: | not to forget a kindness done one |
| iyilik yapayım derken kötülük yapmak: | [fiil] to be ill- serving |
| iyilik ve kötülük kuvvetleri arasında büyük ve son çatışma: | armageddon |
| iyilik için yapılan büyü: | white magic |