| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| kafasını karıştırmak: | confuse, mix up, puzzle, bedevil, befog, bemuse, confound, derange, disorient, obfuscate, perturb | |
| kafasını kurcalamak: | preoccupy | |
| kafasını patlatmak: | [fiil] to dig away at sth | |
| kafasını kesmek: | [fiil] to behead | |
| kafasını yormak: | [fiil] to use one's best judgment | |
| kafasını işletmek: | [fiil] to exercise one's mind | |
| kafasını toplamak: | [fiil] to concentrate on | |
| kafasını kullanmak: | [fiil] to use one's head, to use one's wits, to use one's brains | |
| kafasını duvara çarpmak: | [fiil] to run one's head against the wall |
[ son aranan 10 kelime: şapka askılığı | taranmak | ikinci kez evlenen kimse | bring in a verdict of guilty | land register | clash of ideas | withal | sabunlamak | breaking capacity | kafasını ]