| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| kendini: | itself, pass off, thyself | |
| kendini ateşe atmak: | [fiil] to go through fire and water | |
| kendini bir işe adamak: | [fiil] to address oneself to a task | |
| kendini vermiş: | rapt | |
| kendini işine vermiş: | centered centred on one's work | |
| kendini tamamen işine vermiş: | immersed in one's work | |
| kendini tamamen içkiye vermiş: | wholly given to drinking | |
| kendini tamamıyla işine vermiş: | to be bound up in one's work | |
| kendini tamamıyla işine vermiş olmak: | [fiil] to be engrossed in one's work | |
| kendini kandırmak: | persuade oneself | |
| kendini yetkili saymak: | [fiil] to consider oneself competent |
[ son aranan 10 kelime: luminance | other | karık | to offer sb unsolicited advice | davut peygamber | eliminasyon | büro | sonar | iş aramak | kendini ]