TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
mutlâk: | absolute, unconditional, certain, extreme, infallible, peremptory, plenipotentiary, positive, sov'ran, sovereign, strict, unconditioned, unqualified, utter, very | |
mutlâk: | positively | |
mutlak birimler: | [isim] absolute units | |
mutlak adresleri ve mutlak işletim kodlarını kullanan bir programlama kodu: | absolute code | |
mutlak üstünlük (ticarete girişen iki ülkeden birinin diğerine göre kesin olarak düşük maliyetle üretim yapması ve ticarete katılması: | absolute advantage | |
mutlak gelir varsayımı: | absolute income hypothesis | |
mutlak hata (hesaplanan bir sonuçtaki sapmanın, bir sorunun cebirsel işaretine bakılmaksızın büyüklüğü): | [isim] absolute error | |
mutlak frekans: | absolute frequency | |
mutlak çoğunluğun olmaması durumunda yapılan son seçim turu: | run-off election | |
mutlak monarşi: | absolute monarchy | |
mutlak değer: | absolute value | |
mutlak değer aygıtı: | absolute value device |