| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| orada: | there, thereat, therein, yon, yonder | |
| orada burada: | about | |
| orada burada gezinmek: | [fiil] to stroll about | |
| orada bulabilirsiniz.: | You may find it over there. | |
| orada bungee jumping yapabilir miyim: | Can I go bungee jumping there | |
| orada burada: | far and near | |
| orada dalış yapabilir miyim: | Can I go diving there | |
| Orada mısın?: | [isim] Are you there? | |
| orada olduğu kesin: | there's no mistake that he was there |
[ son aranan 10 kelime: resimli iskambil kâğıdı | oblike | to find out a way to do sth | compression ignition engine | fungible goods | uyuşturucu bağımlısı | partinin alt düzeydeki yetkilisi | catholicism | on bir kişilik takım | orada ]