| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pek: | much, very, quite, so, eminently, ever so, jolly, rattling, spanking | |
| pek çok maddenin fiyatının yükseldiği pazar: | bull market | |
| pek çok: | very much, a great many, out and away, immensely | |
| pek çok yönden: | in many directions | |
| pek de yakında değil: | none too soon | |
| pek değil: | not desperately | |
| pek bir işe yaramamak: | [fiil] to not to be up too much | |
| pek çabuk: | rapid | |
| pek çabuk giden şey: | flyer | |
| pek akıllı olmayan adam tipinde: | neanderthal | |
| pek az şey anlayabilmek: | [fiil] to make little |
[ son aranan 10 kelime: in case of ... | morphometric | çengel şeklinde | ufalanmak | zerk | bir kerecik | birini gerçekten akıllı olarak tanımlamak | havalı amörtisör | zihniyet | pek ]