TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
sürekli: | continuous, lasting, constant, steady, enduring, permanent, standing, abiding, assiduous, chronic, consistent, continual, durable, habitual, hourly, imprescriptible, incessant, invariable, perennial, perpetual, persistent, running, secular | |
sürekli: | consistently, nonstop, everlastingly | |
sürekli: | continuous | |
sürekli acı var.: | It hurts constantly. | |
sürekli ateş etmek: | blaze away | |
sürekli aynı kişiyle flört etmek: | [fiil] to go steady | |
sürekli evde oturmayı seven kimse: | stay at home | |
sürekli salıverilen farmasötik: | pellet implantation | |
sürekli serseri hayatı sürmek: | [fiil] to be forever on the prowl | |
sürekli ayarlanan kur: | currently adjusted rate | |
sürekli iyileştirme: | [isim] continuous improvement | |
sürekli seanslar: | [isim] continuous performance | |
sürekli olarak kendi ülkesi dışında oturan: | non domiciled |