| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| soru: | interrogative | |
| soru: | question, inquiry, enquiry, interrogatory, interrogation, query, inquiries | |
| soru cümlesi: | interrogative sentence | |
| soru cevap yöntemiyle hazırlanmış şey: | catechism | |
| soru cevap yöntemiyle öğretmek: | catechize | |
| soru ifade eden: | interrogatory | |
| soru sorarak sinirlendirmek: | [fiil] to pester sb with questions | |
| soru ve yanıtlardan oluşan: | catechetical | |
| soru türünden: | interrogatory | |
| soru sorulan kişiye bir galvanometre takılarak avuç işlerinin terleme farklılıklarıyla yapılan reklamın etkinliğinin ölçüldüğü yöntem: | arousal method | |
| soru işareti: | question mark, interrogation mark, query, point of interrogation | |
| soru işareti koymak: | query |
[ son aranan 10 kelime: birikmiş kâr payları | ilgililik | you had | registered package | around here | nişangâh | penetration pricing | registering | kulaktan kulağa yayılarak gelen gelenek | soru ]