TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| taraf: | side, part, end, party, hand, way, contractor, facet |
| taraf (denklem): | member |
| taraf değiştirmek: | turn one's coat |
| taraf tutan: | one sided |
| taraf tutan yargıca itiraz etmek: | challenge a judge for bias |
| taraf bilirkişisi: | [isim] expert witness |
| taraf tutmak: | take sides, side |
| taraf avukatlarca kabul edilmiş gerçekler: | [isim] agreed statement of facts |
| taraf avukatlarca kabul edilmiş olan gerçekler: | [isim] agreed statement of facts |
| taraf olmayan üçüncü şahısların yararına açılmış dava: | collusive action |
| taraf ıma: | to me |