| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| yağlı: | fat, fatty, greasy, oiled, oily, oleaginous, sebaceous, smeary, tallowy, unctuous | |
| yağlı yağlı ballı olmak: | [fiil] to be very friendly with each other | |
| yağlı (vücut): | adipose | |
| yağlı doku: | fatty tissue | |
| yağlı ekmek: | bread and butter | |
| yağlı kâğıt: | wax paper | |
| yağlı cilt: | [isim] oily skin | |
| yağlı bir devlet ihalesi almış olmak: | [fiil] to be awarded a juicy government contract | |
| yağlı güreş: | greased wrestling, oil wrestling | |
| yağlı çizgiler: | fatty streaks | |
| yağlı saç kremi: | [isim] brilliantine |
[ son aranan 10 kelime: nal kayarı takmak | birine bonservis vermeye hazır olmak | birine cehennem hayatı yaşatmak | birine hizmet inin karşılığında bir hizmet yapmak | birine karşı sorumlu olmak | birine yardım etmeyi reddetmek | yürüme | birini başkası sanmak | birini hizmetlerinden yararlandırmak | yağlı ]