| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| yargılama: | argumentation, exercise of jurisdiction, trial, trying, hearing, judging | |
| yargılama: | argumentation, judgement [Brit.], judgment, trial | |
| yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda olan kimselerin devlete adli yardım için başvurmaları: | [isim] application for legal aid | |
| yargılama çevresi: | cognition | |
| yargılama hakkı: | judicature | |
| yargılama hakkı ile ilgili: | justiciary | |
| yargılama usulleri: | judicial proceeding | |
| yargılama yetkisi: | jurisdiction |
[ son aranan 10 kelime: borıng | nal kayarı takmak | kefalet sigortası | değişiklik marjı gerekli olan başlangıç marjının altına düşerse | untroubled | tramvay sistemi | hak ettiklerinden daha çok para aldıkları duygusuna kapılan kişilerin içine düştükleri suçluluk duygusu | bir şeyin keyfi olduğunu söylemek | çok masrafa mal olmak | yargılama ]