TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| More: | [isim] çok, fazla şey, fazlalık |
| more: | [sıfat] daha çok, daha fazla |
| more: | [zarf] daha, bir kat daha |
| more often than not: | sıkça, sık sık, ekseriya |
| more and more: | gitgide, gittikçe |
| more haste less speed: | acele işe şeytan karışır |
| more than enough: | gereğinden fazla, yeter de artar |
| more or less: | aşağı yukarı, öyle ya da böyle, az çok |
| more power to your elbow !: | kolay gelsin |
| More importantly,: | Daha da önemlisi, |
| more specific insurance: | [isim] özel hasar sigortası |
| More important,: | Daha da önemlisi, |
| more than needed: | fazladan |